Karanlığa haykırdım hasretimi..!
Dönüp Arkana bir bak; anı'larında acılarımı farkedersin..!
13 Mayıs 2009 Çarşamba
Yüreksiz Mevsimler
Bu akşam,
Bir ben daha öldü içimde...
Sen yaşayabilesin diye,
Kurşuna dizdim bütün yalanları...
Eğilip dudağından öptüm sessizce,
Yüreğime gömdüm bende kalanları...
Biraz daha eksildin hayatımdan,
Gülen bakışlarının yerini göz yaşı aldı...
Hüzün biçtin nadasa bıraktığın akşamlarda,
Hasat mevsiminde aşk, sonraya kaldı...
Biliyorum, "bir şeyim yok, iyiyim" desen de,
Bu günlerde, iki soru bir cevap etmiyor sende...
Benim de aklım başımda değil,
Bir nefes çekmeden bitiyor sigaram,
Çayım bardakta soğuyor,
Maviye ıslanmak iyi de, şu sırılsıklam özgürlük,
Esaretime dokunuyor...
Ay ışığı vurdukça denize,
Hüzünbaz yakamozlar çarpıyor yüzüme...
Paltomun cebinde üşüyor sensizlik,
Ayyaş sorgularda yıkılıp düşüyorum...
Tenim yandıkça tenine,
Gözlerine üşüyorum...
Çok oldu yolumu kaybedeli,
Yersiz yurtsuzluğuma tutsak şehir...
Turuncu öfkeler sızıyor yumruklarımdan,
Yalnızlığıma fiyat biçiyor kaldırım yosması...
Benimse dağlayıp geçiyor yüreğimi,
Saçına bir yüreksizin dokunması...
En çok özlemek oldun kadın,
Çekip gitmelerden döndükçe geri...
Kurşuna gelesi bir yaşamaktı adın,
Şimdi bu yangının izini neyle sileceksin...
Tensizlik, sensizlik mi olur sanıyorsun,
Aldanıyorsun...
Yandıkça sen bileceksin...
Şimdi soysuz aşklar zamanı,
Koynunda sancılar büyütürsün...
Kahkahaya karışır yorgun bakışmalar,
Bir gülüşte güzellik, söyle bana,
Sen,
Kaç göz yaşı öldürürsün?
Artık sazın bam teline vurur gam
Ve kendine yenilir en kudretli ihtişam,
Ağlar içinde sakladığın o masum çocuk,
Eskiyen yüzünde bir 'an' olurum
Kırılır aynalarda geç kalan vuslat,
Düşerim gözlerinden kaldırımlara Bir yağmur mevsiminde,
Ve kaybolurum çok uzaklarda...
5 Eylül 2007 Çarşamba
Mazi..! (Yıkık Zamanların Acımasız Halleri..!)
Artık seni düşünmek bile gelmiyor içimden,
Donuk bir hatıra oldun, buz kesildi mazi'm derinden...
Haa, aklıma gelir yine hayallerin,
Fakat film kopmuştur, makinist ne yapsın...
Hayat ne garip; düşüncelerde uzatır maziyi...
Mazi dediğin silinmez ki, yırtıp atamazsın, olmuşsun bir kere Gazi...
"Söndü" dediğin ateş, küllenir bir an'da,
Yıkılırsın biter herşey, o yıkık zaman'da...
Gecmişte kalan sevdan, gelecek olmasın bana artık..!
Taht yakar bahtsız kalırım, olurda çıka gelirsen bir an'lık,
Ne olur, çık artık vuslat kokan şu mazimde,
Sana olan sevdam nefrete dönüşmesin artık...
"Ben dediğim, benim bendim", kaybetmiştim kendimi,
Daşlara vura vura şimdi buldum ben kendimi,
Ne fırtınalar koptu limanlarımda, bunu ben bilirim, biliyormusun?,
Gelme artık ne olur, fırtınalar sensiz kopsun...
Şimdi bahçem gülsüz veya gülüm solmuş bilmem..!,
Hayat batar dikenleriyle, olmuşum bir "garib'em"...!,
Kıvranır bir tarafım, uyuşur şeddeli acılarda..!,
Olsun varsın, kopsun fırtınalar sensiz bu diyarlarda..!
Lütfen bir haber gelmesin senden, iyi veya kötü..!,
Sana birşey olmasın, sonra fena olurum, sonrası çok kötü..!,
İyiliğin sana kalsın, yinede kal sağlıcakla..,
Hayat devam ediyor acımasızca "her halde" hem sana hem de bana...
Donuk bir hatıra oldun, buz kesildi mazi'm derinden...
Haa, aklıma gelir yine hayallerin,
Fakat film kopmuştur, makinist ne yapsın...
Hayat ne garip; düşüncelerde uzatır maziyi...
Mazi dediğin silinmez ki, yırtıp atamazsın, olmuşsun bir kere Gazi...
"Söndü" dediğin ateş, küllenir bir an'da,
Yıkılırsın biter herşey, o yıkık zaman'da...
Gecmişte kalan sevdan, gelecek olmasın bana artık..!
Taht yakar bahtsız kalırım, olurda çıka gelirsen bir an'lık,
Ne olur, çık artık vuslat kokan şu mazimde,
Sana olan sevdam nefrete dönüşmesin artık...
"Ben dediğim, benim bendim", kaybetmiştim kendimi,
Daşlara vura vura şimdi buldum ben kendimi,
Ne fırtınalar koptu limanlarımda, bunu ben bilirim, biliyormusun?,
Gelme artık ne olur, fırtınalar sensiz kopsun...
Şimdi bahçem gülsüz veya gülüm solmuş bilmem..!,
Hayat batar dikenleriyle, olmuşum bir "garib'em"...!,
Kıvranır bir tarafım, uyuşur şeddeli acılarda..!,
Olsun varsın, kopsun fırtınalar sensiz bu diyarlarda..!
Lütfen bir haber gelmesin senden, iyi veya kötü..!,
Sana birşey olmasın, sonra fena olurum, sonrası çok kötü..!,
İyiliğin sana kalsın, yinede kal sağlıcakla..,
Hayat devam ediyor acımasızca "her halde" hem sana hem de bana...
29 Temmuz 2007 Pazar
Sen Artık..!
Sen "Kısmet"im idin, artık değil…
Sen "Her Sabah"ım idin, artık değil..
Sen "Sebepli Sebepsiz"liğim idin, artık değil…
Sen "İhtimal"im idin, artık değil…
Sen "Veda"m idin, artık değil…
Sen "Çalan Her Telefonum" idin, artık değil…
Sen "Sigaramın Dumanı" idin, artık değil…
Sen "Hasret"im idin, artık değil…
Sen "Sol Yanım" idin, artık değil…
Sen "Düşüncem" idin, artık değil…
Sen "Uykusuz Gecemin Hüzün Duvarı" idin, artık değil…
Sen "Püsküllüm" idin, artık değil…
Sen "Uykusuzluğum" idin, artık değil…
Sen "Bakıpta Doyamadığım" idin, artık değil…
Sen "Her Yönüm"dün, artık değil…
Sen "Yüreğimde Bir Sevdam" idin, artık değil…
Sen "Bekleyişimin Öyküsü" idin, artık değil…
-Anlayacağın Sen-
Benim için "bir (b..) değilsin" artık …
Sen "Bir Artıksın" artık… Bir şey değil...
Yani sen; "Hiçbir Şeysin" artık …
Sen "Her Sabah"ım idin, artık değil..
Sen "Sebepli Sebepsiz"liğim idin, artık değil…
Sen "İhtimal"im idin, artık değil…
Sen "Veda"m idin, artık değil…
Sen "Çalan Her Telefonum" idin, artık değil…
Sen "Sigaramın Dumanı" idin, artık değil…
Sen "Hasret"im idin, artık değil…
Sen "Sol Yanım" idin, artık değil…
Sen "Düşüncem" idin, artık değil…
Sen "Uykusuz Gecemin Hüzün Duvarı" idin, artık değil…
Sen "Püsküllüm" idin, artık değil…
Sen "Uykusuzluğum" idin, artık değil…
Sen "Bakıpta Doyamadığım" idin, artık değil…
Sen "Her Yönüm"dün, artık değil…
Sen "Yüreğimde Bir Sevdam" idin, artık değil…
Sen "Bekleyişimin Öyküsü" idin, artık değil…
-Anlayacağın Sen-
Benim için "bir (b..) değilsin" artık …
Sen "Bir Artıksın" artık… Bir şey değil...
Yani sen; "Hiçbir Şeysin" artık …
25 Haziran 2007 Pazartesi
İhtimal..!
En kücük ihtimalin bile değilken,
En büyük yaram oluyorsun...
Aldığım her nefes, seni yüreğime...
Beni vuslata zincirliyor...
Saate bakıyorum, Akrep intihara geliyor...!
En büyük yaram oluyorsun...
Aldığım her nefes, seni yüreğime...
Beni vuslata zincirliyor...
Saate bakıyorum, Akrep intihara geliyor...!
10 Haziran 2007 Pazar
Sol Yanım..!
Özlem duygularım, özlem şarkılarım, üzerinde titriyor...;
Ve nedenini bilmediğim virane duygular içerisinde huzursuz;
Sensiz geçen saniyelerde -yani şu viranede- hayalin karşımda duvarda asılı kalmış;
Seni an'larımla, geri getiremeyeceğim anılarımla ve geleceğimle özlüyorum...!
Seni bana uzak kılmakla, sonu gözükmeyen mesafe...
Ve şimdi aramıza giren şu zalim zaman..,
-Zamanın getirdiği acımasız haller-
Seni bana, ilgisiz, habersiz kılmış...,
Hayatımın; yaşadığımdan, yazdıklarımdan ve sandığımdan da acımasız olduğunu anlamak;
Öyle koyuyor ki, haddi-hesabı yok sanki...
Ve sen...
Anılarımın en beyaz yanı..,
Buğulu bir camın ardından izlediğim hayatın yarısı,
Sağanakla gelen sabahlarda dinlediğim bütün şarkıların adı...
Ve gönül bahçemin tek ve de solmayan “Gül”üsün...,
Değil mi?
Ve sen hala…
“Yüreğimin sol yanısın…”
Ve nedenini bilmediğim virane duygular içerisinde huzursuz;
Sensiz geçen saniyelerde -yani şu viranede- hayalin karşımda duvarda asılı kalmış;
Seni an'larımla, geri getiremeyeceğim anılarımla ve geleceğimle özlüyorum...!
Seni bana uzak kılmakla, sonu gözükmeyen mesafe...
Ve şimdi aramıza giren şu zalim zaman..,
-Zamanın getirdiği acımasız haller-
Seni bana, ilgisiz, habersiz kılmış...,
Hayatımın; yaşadığımdan, yazdıklarımdan ve sandığımdan da acımasız olduğunu anlamak;
Öyle koyuyor ki, haddi-hesabı yok sanki...
Ve sen...
Anılarımın en beyaz yanı..,
Buğulu bir camın ardından izlediğim hayatın yarısı,
Sağanakla gelen sabahlarda dinlediğim bütün şarkıların adı...
Ve gönül bahçemin tek ve de solmayan “Gül”üsün...,
Değil mi?
Ve sen hala…
“Yüreğimin sol yanısın…”
BEKLEYİŞİMİN ÖYKÜSÜ..!
Günler, güz yaprakları gibi birer birer dökülürken
ayaklarımın dibine, ben her gece karanlığa dikip
gözlerimi senin aydınlığını bekledim.
Sen yoktun...
Binlerce adim attım bu kentin sokaklarında. Her
köşeyi, her parkı, her ağacı ezberledim. Sevdaya
bulanmış her kaldırım taşında senin adını aradım.
Sen yoktun...
Evlerin duvarları birer birer üzerime yıkıldı. Her bir
hücremin acısını taa yüreğimde hissederken beni
enkazın altından çekip alacak elini aradım.
Sen yoktun...
Özlem şarkılarını ezberledim. Kimini bağıra bağıra,
kimini fısıltıyla söyledim. karanlığa haykırdım
hasretimi. Sesimi duyacaksın diye bekledim.
Sen yoktun...
Senden gelecek bir tek haberi bekledim... Saatler
asırlar gibi geldi, ama bir türlü geçmedi. Çalan her
telefonu yüreğimin deli bir çağlayana dönen
atışlarıyla açtım. Senden başka duyduğum her seste
hep, hep aynı hayal kırıklığını yaşadım. Onlar beni
duymak istiyordu, ben ise seni.
Sen yoktun...
Seni aramaktan yorgun düşmüş bedenimi, karanlığın
kucağına uzattım her gece. Bir an önce sabah olsun
diye uykunun beni çekip almasını istedim. Ama
olmadı... Kaç gece sabahı ettim gözlerimi kapamadan,
seni bekledim kaç gece.
Sen yoktun...
Her yağmurla birlikte hüzün de yağdı bu sensiz Diyar-ı
Bekir kentinin üzerine. Bulutlar yalnızlığın
işaretiydi benim için. Beni ıslatan yağmur Olmadı. Ben
senin özleminle ıslandım her mevsim. Hayat merhaba
dedi bahara, çiçek çiçek. Uzun kıştan sonra gelmez
dediğim göçmen kuşların dönüşünü gördüm.
Sen yoktun...
Her istasyon, her otogar, her havaalanı adresim oldu.
Bir trenden inersin sandım. Otobüslerdeki her yolcuya
sensin diye baktım. Yolcu beklerken sen çıka gelirsin,
bir umut diye!.. Ya da yolculuklara vurdum kendimi...
Kimsenin uğramadığı yerlere, adı duyulmamış köylere,
kasabalara gittim. Senden bir iz aradım.
Sen yoktun...
İstanbul ayaklarım altında ezildi, sensizdi çünkü...
Denizin sonsuz maviliğine umut bağladım. Kıyılarda
tükettim bekleyişlerimi. Senli yürüdüğüm yolları
aradım ama hep sensiz gemiler geçti limanlardan. Ben
gemicilerin hasret türkülerine eşlik ettim.
Sen yoktun...
Gözümden bir tek damla yaş akmadı. Onlar sana aitti,
sana kalmalıydı. Kimselere söyleyemedim acılarımı.
Bekleyişimin öyküsünü kimselere anlatamadım. Nice
fırtınalar koptu yüreğimde. Dalgalar dövdü
hayallerimi. Sığınacak bir liman, yaslanacak bir omuz
aradım. İçimi dökecek bir insan aradım. Yani seni
aradım...
Sen yoktun...
Her gece ay paramparça oldu. Her gece yıldızlar birer
birer düştü sokaklara. Yıldızları saçına takip gelmeni
bekledim. Ayı avucunda bana getirmeni bekledim. Ve bir
güneş gibi doğup aydınlatmanı bekledim bu kapkara
dünyamı.
Ama, Ama.., Sen yoktun...
ayaklarımın dibine, ben her gece karanlığa dikip
gözlerimi senin aydınlığını bekledim.
Sen yoktun...
Binlerce adim attım bu kentin sokaklarında. Her
köşeyi, her parkı, her ağacı ezberledim. Sevdaya
bulanmış her kaldırım taşında senin adını aradım.
Sen yoktun...
Evlerin duvarları birer birer üzerime yıkıldı. Her bir
hücremin acısını taa yüreğimde hissederken beni
enkazın altından çekip alacak elini aradım.
Sen yoktun...
Özlem şarkılarını ezberledim. Kimini bağıra bağıra,
kimini fısıltıyla söyledim. karanlığa haykırdım
hasretimi. Sesimi duyacaksın diye bekledim.
Sen yoktun...
Senden gelecek bir tek haberi bekledim... Saatler
asırlar gibi geldi, ama bir türlü geçmedi. Çalan her
telefonu yüreğimin deli bir çağlayana dönen
atışlarıyla açtım. Senden başka duyduğum her seste
hep, hep aynı hayal kırıklığını yaşadım. Onlar beni
duymak istiyordu, ben ise seni.
Sen yoktun...
Seni aramaktan yorgun düşmüş bedenimi, karanlığın
kucağına uzattım her gece. Bir an önce sabah olsun
diye uykunun beni çekip almasını istedim. Ama
olmadı... Kaç gece sabahı ettim gözlerimi kapamadan,
seni bekledim kaç gece.
Sen yoktun...
Her yağmurla birlikte hüzün de yağdı bu sensiz Diyar-ı
Bekir kentinin üzerine. Bulutlar yalnızlığın
işaretiydi benim için. Beni ıslatan yağmur Olmadı. Ben
senin özleminle ıslandım her mevsim. Hayat merhaba
dedi bahara, çiçek çiçek. Uzun kıştan sonra gelmez
dediğim göçmen kuşların dönüşünü gördüm.
Sen yoktun...
Her istasyon, her otogar, her havaalanı adresim oldu.
Bir trenden inersin sandım. Otobüslerdeki her yolcuya
sensin diye baktım. Yolcu beklerken sen çıka gelirsin,
bir umut diye!.. Ya da yolculuklara vurdum kendimi...
Kimsenin uğramadığı yerlere, adı duyulmamış köylere,
kasabalara gittim. Senden bir iz aradım.
Sen yoktun...
İstanbul ayaklarım altında ezildi, sensizdi çünkü...
Denizin sonsuz maviliğine umut bağladım. Kıyılarda
tükettim bekleyişlerimi. Senli yürüdüğüm yolları
aradım ama hep sensiz gemiler geçti limanlardan. Ben
gemicilerin hasret türkülerine eşlik ettim.
Sen yoktun...
Gözümden bir tek damla yaş akmadı. Onlar sana aitti,
sana kalmalıydı. Kimselere söyleyemedim acılarımı.
Bekleyişimin öyküsünü kimselere anlatamadım. Nice
fırtınalar koptu yüreğimde. Dalgalar dövdü
hayallerimi. Sığınacak bir liman, yaslanacak bir omuz
aradım. İçimi dökecek bir insan aradım. Yani seni
aradım...
Sen yoktun...
Her gece ay paramparça oldu. Her gece yıldızlar birer
birer düştü sokaklara. Yıldızları saçına takip gelmeni
bekledim. Ayı avucunda bana getirmeni bekledim. Ve bir
güneş gibi doğup aydınlatmanı bekledim bu kapkara
dünyamı.
Ama, Ama.., Sen yoktun...
07.04.2001
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)